"Mevsimler değil de bazen bir insanı tanımak baharın başlangıcı olabiliyor. Bunun güzelliği paha biçilmez..." diye başlamış şair kitabına... Sonbaharın adı geçmez oldu ondan sonra Tüm yağmurlar inat edercesine vuruyordu pencereye Yapraklar rüzgara mağlup olmuş Savruluyordu şehrin her bir tarafına Ve sen tanıdığın o insan aklındayken Bahar diye yazmışsın bir köşeye.... "Belki de güneş değil de bir insandı o gözlerde gökyüzünü açıp kapatan ".... Kısa bir günaydına sığdırmıştık bütün tebessümleri Biraz sakin , biraz da mutluluk ifadesi vardı yüzünde Sıcakkanlılık ruhuna işlemişti sanki Biraz kırgınlık biraz da laf vurma çabası var sözlerinde. Olsun... Ben böyle tanımıştım zaten seni.... Ve karanlık çökünce bütün gökyüzüne Güneş uyudu diye yazmışım bir köşeye.... Ben abartmayı sevmem aslında Hani yıllar geçse de insanın içinden o çocukluk eksik olmaz ya Sende öyle birisin tanıdğım kadarıyla Koskoca lunaparklar kursak şehrin her bir tarafına Koşar...
Kayıtlar
- Bağlantıyı al
- X
- E-posta
- Diğer Uygulamalar
İhtiyar yorgunluktan susar,çocuk korkudan... Şöminesinin başında kitap okurken uyukalmıştır ihtiyar Masasının üstünde akşamdan kalma tabaklar Halısının üstünde kaldırmaya erindiği yastıklar Komidinin üstünde sulanmayı bekleyen çiçekler vardır. O kadar yorulmuştur ki hayattan ihtiyar Ne yerinden kalkmaya gücü vardır Ne de bir çift söz söylemeye... Pencere kenarında sokağı seyrederken uyuyakalmıştır çocuk Yatağının üstünde rengarenk oyuncaklar Kapısının arkasında daha yeni aldığı futbol topu Tavan arasında beyaz kuyruklu uçurtması vardır... O kadar korkmuştur ki çocuk insanlardan, hayattan Ne kapıdan çıkmaya cesareti vardır Ne de mahalle çocuklarıyla beraber gülmeye... Gel beraber... İhtiyarın yorgunluğu alalım bir tatlı kahve ile Kapısının zilini çalalım bir çocuk heyecanında Hatır alalım mutlu bir tebessüm ile... Gel beraber... Çocuğun korkusunu yenelim biraz güven ile Heyecanı olalım bir saklambaç oyununda Hatır alalım mutlu bir tebessümle...
- Bağlantıyı al
- X
- E-posta
- Diğer Uygulamalar
Ben henüz uyanmamışken uykudan Daldığım rüyaların arifesindeyim... Saat sabah kaçı gösteriyor İnan. Bilmiyorum... Alarmı kurup bırakmışlar masamın üstüne Sesini bile duymamışım yanıbaşımda Sonra gözlerimi açtığımda Bir ışık vuruyor penceremin kenarından Merakla sordum kendi kendime Acaba güneşin hangi evresindeyim? Ben henüz alamadım papatya kokusunu Üşüdüğüm ayazların son nefesindeyim... Takvim hangi yılı gösteriyor İnan. Bilmiyorum... Yalnız bırakmışlar beni şehrin en kuytu köşesinde Ayak izlerini bile bulamamışım kapının eşiğinde Sonra rafta duran kitabımı açtığımda Bir not düşüyor sayfamın kenarından Merakla okudum kendi kendime Acaba şimdi sensizliğin neresindeyim? Ben henüz alamadım tadını sevmenin Yalnız kaldığım günlerin gecesindeyim. Kaç insan bıraktım ardımda öyle gidercesine İnan. Bilmiyorum... Buruk bırakmışlar kalbini Bir çocuğun en mutlu tebessümünde Gözyaşını silememişim o ela gözbebeklerinde... Sonra avucumu açtığımda Bir yağmur damlası düş...
- Bağlantıyı al
- X
- E-posta
- Diğer Uygulamalar
Ah be kadın! Bilmiyorsun... Geçiyor zaman yaklaşıyor ölüm. Görmüyorsun... Gecenin karanlığındayım. Uçurumun kenararındayım. Ah be kadın! Sevmiyorsun... Beni bile bile, göz göre göre. Gelmiyorsun... Bir adım kadar yakınındayım. Yine her zaman ki yerde Sahile karşı tek başımayım. Ah be kadın! Duymuyorsun... Attığım çığlıkları, haykırışları . Vazgeçilmiyorsun... Yine de Son söz gibi dilimin ucundasın. Aklım ile kalbim arasındasın.
- Bağlantıyı al
- X
- E-posta
- Diğer Uygulamalar
Artık mevsimlerin tadı yok... Ne esen rüzgar da uçuşan yapraklar Ne doğan güneşe bakan papatyalar Ne de kışın güneşine direnen soğuklar... Yok ... Hiçbirşeyin tadı yok... Sanki ölümü hisseden bir hayat gibi Mevsimler gibi... Hissizleştim... Sessizce ve kimsesizce... Bedenim ağır geliyordu Aklıma, fikrime, kalbime... Akıp giden zaman umurumda değildi bile... Unuttum saydım ölüm dışında herşeyi Elbet bir gün.. Belki yarın, belki bugün... Biliyorum. Vadesi dolarmış herşeyin Sevdanın hasretin ve hayatın... O yüzden unuttum saydım artık Ölüm dışında herşeyi...
- Bağlantıyı al
- X
- E-posta
- Diğer Uygulamalar
Aşık olmuştum lamba altında Habersiz dans eden kelebeklere Kim söyleyebilirdi ki Bir anda tüm ışığın kesilebileceğini Sanki ceset kokuyor kaldırım kenarı Bembeyaz kelebekler ile dolmuştu... Sarhoştan bir farkları yoktu o gece vakti O da ışık sönünce sızardı kaldırım kenarında ... Aşık olmuştum gökyüzünde Habersiz parlayan yıldızlara Kim söyleyebilirdi ki Bir anda güneşin doğabileceğini Sanki bahar kokuyor şehrin manzarası Bembeyaz papatyalar ile dolmuştu... Güvercinden bir farkım yoktu o gece O da gün doğunca beklerdi pencere kenarında. Aşık olmuştum bu şehirde O gönlü gözü güzel insana... Kim bilebilirdi ki Bir anda herşeyim olabileceğini Sanki hasret kokuyor satırlarım Bembeyaz sayfam sen ile dolmuştu Mecnundan bir farkım yok artık O da aşık olunca beklerdi sevdiğini Bir mektup zarfında......
- Bağlantıyı al
- X
- E-posta
- Diğer Uygulamalar
Belki de insan kaybedince anlıyor Bazı şeyleri Ölümü, hayatı Şu her zerresine işleyen zamanı... Ve kaybetmekten kim korkmadı ki? Ele avuca sığmayan sebeplerden dolayı... Elbet kazanmak güzel bir birşey Parayı, mülkü veyahut aşkı Sizler daha iyi bilirsiniz... Yüksek mevkileri, zirveleri Gönlümüzün ve gözümüzün uzanamadığı yerleri... Ama bir durun artık! Farkında değilsiniz bu yaptıklarınızın... Kazanmaktan daha çok kaybediyorsunuz. İnsanları, masumiyeti, içinizdeki o güneş gibi deli çocuğu... Daha yükseklere çıkayım derken Kendinizden bir parça atıyorsunuz Dünyanın dibine doğru... Unutmayın! Zirve mevki şan para ile ölçülmez Ve hiç bilmiyorsunuz. Asıl kaybetmenin ne demek olduğunu Gün gelince düşüyor aklınıza Artık ne bir çare geliyor Ne de geriye bir zaman...