Yine uyumaya yakın bir saatteyiz...
Ve olmayacak hayaller ile avutuyoruz
Şu ölmeye yakın ruhu bedenimizi...
Mevsimler aynı saatler aynı
Ne güneşin bizden farkı var
Ne de öylece gökyüzünde takılıp kalan ayın
Ne yazdıklarımın farkı var
Ne de aklımda geçen binbir türlü hayallerin
Ne gidecek bir yol kaldı önümüzde
Ne de şehri izleyecek bir manzaramız
Birer birer kaybettik sahiplendiklerimizi
Sıra sıra kayboldu hepsi gözlerimizden....
Zamanı geldi artık bunca olaydan sonra
Bazı şeylerden vazgeçmenin
Bir kenarda hiç hatırlanmayacak üzere
Ne senden bir hatıra kalacak
Ne geriye kalan öfke veya sinirden...
Beni uğurla sabahlarından Beni kaçır bütün savaşlarından Tüm vakit doymadan zamana Uyandır beni yalan rüyalarından... Çare değilim, ilaç değilim Çiçekleri koklayan gökyüzü hiç değilim. Yaprakları savuran rüzgar değilim Ay ışığı altında saklanan gariban bir insanım ben. Kelebekleri seyrederim lambalar altında Kaldırım taşlarına ayak izi bırakırım Hiç kimse farketmeden... Arsız değilim , çocuk değilim. Göz yaşı dökmeyi seven bir insan değilim. Aşkından çöller aşabilen Mecnun değilim. Yalvarmayı kabullenen bir insan hiç değilim. Paltosunun cebine yaşanmışlıklar sığdıran bir insanım ben Şarkılara eşlik ederim duyabildigim kadar Duvarlara çiçekli resimler bırakırım Hiç kimseyi incitmeden... Aşık değilim, hain değilim. Olmazları var edebilen bir insan değilim Sevgi oyunu oynayacak kadar güçlü değilim Kendimle baş başa kalacak kadar da yalnız değilim Bir avuç dolusu fotoğrafa, koca bir hayat emanet edemeyen bir insanım ben. Kapanırım içime yazabi...
Yorumlar
Yorum Gönder